Örgütte kaç Ömer Güney var?

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 20.05.2024 10:37
YAZI
A
 "Üç infazın arkasında NATO Gladyosu var."
Bu sözler BDP eş başkanı Selahattin Demirtaş'a ait.Fransız savcının, cinayet zanlısının, iki yıldır PKK'lı olan veSakine Cansız'a şoförlük yapan Ömer Güney olduğunu açıkladığı günkü Vatan gazetesinde, Mine Şenocaklı'ya verdiği mülakatta yer aldı.

Demirtaş, "Biz kesinlikle olaya böyle yaklaşıyoruz"dedikten sonra, bu sözün mantığını da açıklıyor: "Avrupa'nın ortasında bu kadar ciddi bir siyasi infaz gerçekleştiriliyorsa, biz bunu istihbarat örgütlerinden ve derin güçlerden bağımsız tanımlayamayız. Bu işler Paris'te yapılıyorsa, kesinlikle oranın derin istihbaratının, NATO Gladyosu'nun bilgisi, onayı ve desteğiyle yapılır." 

Bu "kesin" yaklaşıma göre demek ki Ömer Güney, NATO Gladyosu'nun PKK içine soktuğu bir adam.
Avrupa'daki PKK çevreleri de, Ömer Güney'i "faşist" ilan etmişler bile. Demek ki Kürt olması, NATO ajanı bir faşist olmasını engellemiyor.
Ne diyeceksiniz?

Fransız istihbaratı ve PKK ilişkisi

Doğrusu ben, Avrupa'daki tüm PKK yapılanmasının, oradaki istihbarat birimlerinin denetimi dışında olamayacağını yazıp gelen bir insan olarak, bu değerlendirmeleri akıl dışı bulmam.

Le Figaro, Le Monde ve Parisien gazeteleri de, "PKK ile Fransız istihbaratının, belli sınırların korunması noktasında anlaşma halinde olduğunu, servisin PKK'lıları casus veya muhbir olarak kullandığını ve ayda bir kere bu militanlarla bir araya geldiğini" yazıyor.
Acaba Ömer Güney de böyle midir?

Yoksa PKK içinde zaten olagelen "infaz"lardan birisinin uygulayıcısı mıdır? Sakine Cansız'ın, örgütle problemli durumuna bakıldığında bu da yabana atılır bir ihtimal değil.

Neresinden bakarsak bakalım ortada örgüt adına, BDP adına, Öcalan adına, tam bir keşmekeş yaşandığı açık gerçek. Olay, resmen batağa saplanıldığının göstergesidir.

Demirtaş'ın dediği gibi "Ömer Güney" NATO Gladyosu'nun adamı ise, demek ki NATO PKK'nın içine adamlarını soktu.

Demek bir Kürt'ü kullandı.
İç infaz ise, demek örgüt kendisi ile uyuşmayanı yok ediyor.

Asıl acınası olan

BDP ve örgüt cenahının apışıp kalmasına şaşırmıyorum.
Ben asıl, Diyarbakır meydanına "Kürtlük adına" ve örgüt çağrısı ile toplanan 100 bin insanın, yüreklerinin kullanılmış olmasına hayıflanıyorum.

Orada o 100 bin kişi, şayet gerçekten Sakine ile aynileşmişse, neden hiçbirinin elinde "Sakine'nin kanı kimin üzerine sıçradı" şeklinde bir pankart yoktu?

Selahattin Demirtaş ya da Kandil veya Zübeyr Aydar, Remzi Kartal'daki telaş niye?

Neden onların bir tanesi bile çıkıp, "Bu iç infazlar taa başından beri bizi mahvediyor" diye bir açıklama yapmıyor?

Yapamazlar, çünkü o örgüt yapılanmasına "insanca bir çomak sokmaktır" ve o çomağı sokanlar, çok kısa süre içinde "infaz"a maruz kalabilirler.

Şimdi ben açıkça sormaz mıyım?

Acaba örgütün Avrupa ayağında daha başka NATO Gladyosu'na mensup ajan var mı? BDP eş başkanı, bundan sonra da böyle infazların olabileceğinden endişe ediyor mu? Yarından başlayarak, Avrupa ayağında örgüt içine sızmış ajanların tespitine yönelik bir çalışma başlayacak mı?

Acaba Kandil, İmralı nereye düşüyor bu ajanlık ilişkilerinde?

Acayip sorular değil mi?

İllegalite, ülke için ciddi sorun, evet.

Ama illegalite, asıl onun içinde bulunanlar için ateşten gömlek.

Bir ara "Cinleri dağıtmak toplamaktan kolay değil" dedim ya. Evet o süreci yaşayacağız, epeyce zor günler yaşayacağız. Hele bir de cinayet neden işlendi sorusunun cevabını aramaya başlayalım.
ETİKETLER:

Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Yazarın Diğer Yazıları