Diyarbakır'ı tartışırken...

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 20.05.2024 10:11
YAZI
A
 CHP'nin İstanbul aday adayı Gürsel Tekin, Milliyet'tenSerpil Çevikcan'a verdiği mülakatta, partisini değerlendirirken "CHP 25 ilde yok" diye bir cümle kuruyor.

Ana muhalefet partisi 25 ilde neredeyse sıfır çekecek noktada. Ülkenin üçte biri demek bu.

Peki aynı bakışı MHP'ye yöneltsek nasıl bir sonuçla karşılaşırız? Acaba MHP kaç ilde sıfır çekiyordur?

CHP ve MHP'nin sıfırlara indiği illerin Doğu-Güneydoğu illeri olduğunu tahmin etmek zor değil.

Benzeri bir durum, tersinden BDP için de söz konusudur. BDP, etnik siyasetinin farkındadır ve onun için Batı illerinde HDP'yi devreye sokmak gibi bir tercihte bulunmuştur.

Türkiye'nin 81 ilinde karşılığı bulunan partinin AK Parti olduğunu söylemek sadece bir gerçeği ifade etmektir.

Ve şu söylenebilir, iyi ki böyle bir partisi var Türkiye'nin. Ya da iyi ki, Türkiye'nin doğusunda batısında, kuzeyinde güneyinde insanlarla kucaklaşabilen bir siyasi lideri var.

Bunu asla AK Parti'yi güzellemek gibi bir duyguyla söylüyor değilim.

Türkiye gibi, etnik ayrışma ve bölünme risklerinin birçok insanı tedirgin ettiği, bunun için devletin güvenlik-tehdit değerlendirmeleri yaptığı, artı ülkenin ekonomik kaynaklarının on yıllar boyunca bu alanda ortaya çıkan kanlı sürece aktığı bir ülkede, bir siyasi partinin ve liderinin her etnik gruptan, her düşünceden insanın ortak paydasında bulunması çok önemlidir.
 
Bahçeli ve Diyarbakır
 
Diyarbakır'la ilgili tartışmalara baktığımızda Sayın Başbakan'ın sözleri arasında "Kürdistan"kelimesinin bulunması, korkuları besleyecek çerçevede tartışma alanında deveran ediyor. Mesela bunu Sayın Bahçeli diline doluyor. O zaman akla gelen şu soruyu sormadan edemiyorsunuz? Sayın Bahçeli siz ne kadar varsınız Doğu-Güneydoğu'da? Sakın siz, fiilen bırakmış olmayasınız ülkenin bu bölümünü? Acaba siz Doğu-Güneydoğu'da kaç il varsa, oralarda yüzde kaçlardasınız? Mesela zatıâlinizin, bu iki bölgemizdeki tüm şehirlerin BDP tarafından kazanılması ve tek renge bürünmesi karşısında bir çare arayışınız var mı? Yoksa siz de mahalli seçimler sonrasında "İşte Kürdistan coğrafyasının sınırları çizildi" diyen BDP'li milletvekili gibi, böyle söylemeseniz bile, zımni bir teslim durumunda mı olacaksınız?

Söylem yetmiyor, netice verecek eylem lazım.

Teslim edelim ki Tayyip Erdoğan, bütün gayretiyle, Doğu-Güneydoğu insanının yüreğinde bir ortak Türkiye muhabbeti oluşturmaya çalışıyor. Mesut Barzani de bunun için Şivan Perwer de. "Dağdan inilecek, cezaevleri boşalacak" söylemleri de...

Diyarbakır'da, Bismil'de, Ergani'de "Tek bayrak, tek millet, tek devlet, tek vatan" haykırışları da...
Meydanlar dolusu Türk Bayrağı dalgalandırmak da.

Bölgeye götürülen hizmetler de...
 
Daha çok Türkiyeli
 
Diyarbakır AK Parti eski Milletvekili Abdurrahman Kurt, bir TV kanalında ilginç bir söz söyledi:
"Pazar günü Diyarbakır daha çok Türkiyeli idi. Daha çok Ankaralı, İstanbullu, İzmirli idi." 

Diyarbakır'a gelen Barzani, halkın gönlünü Erbil'e mi yöneltti, Tayyip Erdoğan şahsında Türkiye'ye mi?

Başbakan, salı günkü grup toplantısında "Kürdistan" konusundaki tartışmaya temas ederken,"Büyük devlet" olmaktan bahsetti ve son 11 yılda dünyanın farklı yerlerinde Türkiye adına ortaya konan hamlelere işaret etti.

Anlaşılan şu ki, Başbakan cesur oynuyor. Türkiye'nin zaafa düşeceği gibi bir endişe, korku yaşamıyor. Bu inanç, hayatın içinde olan ve mücadele eden insanların yüreğinde bulunur. Diyarbakır'da da o inançta bir Tayyip Erdoğan vardı ve bence bu pozitif duruş, hitap ettiği halka da sirayet ediyor. Abdurrahman Kurt yanlış düşünmüyor. Diyarbakır ya da Van, Hakkâri böyle böyle daha çok Türkiyeli oluyor.
ETİKETLER:

Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Yazarın Diğer Yazıları