MHP'nin sürece katkısı

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 20.05.2024 10:54
YAZI
A
 Sanıyorum ki MHP de artık, "Kürtler'in Türklüğü" gibi bir tez üzerine politika inşa edilebileceği düşüncesinde ısrar etmiyordur.
Bilmem, belki Kürtler içinde de bu teze inanan vardır ama herhalde Kürtler'in yüzde 99 küsuru, böyle bir yaklaşımın uzağındadır. Böyle bir Kürt gerçeği varken, Kürtler'in Türklüğü üzerinde ısrar etmek, toplumsal karşılığı bulunmayan bir politika olmaktan öteye geçmez.

Türk-Kürt kardeşliği evet...
Türkiye'nin bölünmezliği evet.

Her iki alanda geniş bir Türk-Kürt birlikteliği söz konusudur.

Terör karşıtlığı noktasında da böyle bir birliktelikten söz edilebilir.
Ama terörün, teröristlerden öte, önemli bir Kürt nüfusu etkilediği de bir gerçektir.

Bu etkinin kimi zaman tehditle, kimi zaman bilinç aynileşmesi ile olduğu da söylenebilir.
Ben, MHP'nin ülkenin bölünmemesi noktasında son derece duyarlı olduğunu ve politikalarını bu ana eksene oturttuğunu düşünüyorum.

Öğrenmek istediğim şey şudur: Terörün varlığı nasıl sona erecek bir, terörle paralel olarak kimi Kürt ortamlarında derinleşen etnik bilinç farklılaşması ve onun üzerine oturtulmak istenen ayrılma politikası nasıl önlenecek?

Nasıl bir tavır?

Ben, AK Parti'nin "Kürtler'in Türklüğü" düşüncesini paylaşmamakla birlikte, ülkenin bölünmezliği, Türk-Kürt kardeşliği, etnik aidiyetin ayrışmaya yol açmaması gibi konularda MHP ile paralel durduğuna inanıyorum.
Ben yine, AK Parti'nin yürüttüğü politikaların bu alanda Türkiye'ye kan kaybettiren süreci durdurmaya yönelik olduğunu düşünüyorum. Bu süreçte hatalar oldu mu denirse, ben ona da "Evet" derim. Bunlara da işaret ederek gelen bir insanım.

Şu anda gelinen bir süreç var.
AK Parti'nin, eski hatalardan ders çıkararak geliştirme iddiasında olduğu bir süreç bu.
Bu noktada MHP ne yapabilir?

Yekten en sert biçimde karşı çıkabilir?
Bu karşı çıkışı, bir miktar AK Parti'nin oy kaybı ve kendisinin bunları kazanması hesabına da dayandırabilir.
Memleket için hayırlı olan bu mudur?
Bence bu değil.

Bu evet, muhtemelen bazı tepki oylarının MHP'ye yönelmesine yol açabilir.
Ama bu, girilen süreci engelleyecek gibi görünmüyor. Yani süreç MHP'nin itirazına rağmen devam edecek ve varsa hatalarıyla birlikte devam edecek.

Geleceği inşa için

Benim bu defa MHP'ye önerim şu:
Sürecin içinde yer alsın ve itirazlarını, uyarılarını, tavsiyelerini, sürecin içinde dillendirsin.
Gelinen süreç, gerçekten siyasi hesapların biraz geri planda tutulacağı bir süreç.
Tüm coğrafyanın yeniden şekillendiği bir süreç.

MHP içinde, bütün bu konular üzerinde geniş ve derin düşünen isimler var.
Bunlar, bizzat Başbakan'la görüşebilir. Sürecin hükümet içindeki başka aktörleri ile (Dışişleri Bakanı, Adalet Bakanı ve Atalay'la mesela) görüşülebilir.

Bizatihi Sayın Bahçeli'nin birebir iletişim tarzı diyaloğa son derece yatkın.
Başbakan da bu tür diyaloglara açık olmalı. "Muhalefeti ve halkı tatmin etme"nin, müzakerelerde çok önemli bir dayanak olduğu unutulmamalı. Nasıl ki, öteki taraf, Öcalan'dan öte Kandil'in, BDP'nin, Avrupa'nın ikna edilmesini devreye sokuyorsa...

CHP lideri Kılıçdaroğlu ile de "Kredi açmak-Kendisi muhtacı himmet bir dede" restleşmesinden öte, bir tür "Gelecek inşasında istişare" zemini oluşturmayı kastediyorum.

Barış olacaksa, bunun getirisini bütün partiler paylaşsın, bütün toplum paylaşsın.
Bence iktidar da bu hassasiyetle yola devam etmeli.

Herkes bir kere daha oturup düşünsün derim son olarak.
ETİKETLER:

Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Yazarın Diğer Yazıları