Atatürk ve İnönü gibi mi?

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 20.05.2024 06:28
YAZI
A
 Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, birkaç defadır, Atatürk ve İnönü gibi bir başkanlığa atıfta bulunuyor.

Son olarak bu iki isme Menderes'in başbakanlığını da kattı. Bozdağ, bu üç ismin etkinliği ile mukayese edildiğindeObama'nın "çok zavallı" kaldığını söylüyor.

Sözlerinden bu üç ismi örnek gösterip göstermediği tam anlaşılmıyor ama sanki "Başkanlık bize çok yabacı değil" tarzında bir izlenim oluşturma gayreti var gibi görülüyor.

En iyisi onun, son olarak Marmara Üniversitesi'ndeki panelde söylediklerini aynen almak:

"Hem Atatürk hem İnönü hem Menderes'in, hem yürütme hem yasama elindedir; tam bir başkanlık sistemidir. Bugünkü Amerikan sisteminden daha güçlü başkanlar."

Bozdağ'ın diğer değerlendirmelerinde, mevcut parlamenter sistem içinde, gerçek bir kuvvetler ayrılığı bulunmadığı, "Yürütme"nin her şeyi belirlediği yani bir tür "Başbakan tekeli" oluştuğu görüşü de var.

Bazı açıklamalarına baktığımızda, başkanlık sistemini, gerçek bir kuvvetler ayrılığına ulaşmak için istediklerini ama "Atatürk-İnönü" örneğine baktığımızda da "Başkan tekeli" gibi bir durumdan söz edildiğini görüyoruz.
Dediğim gibi, "Atatürk-İnönü" örneği AK Parti'nin önemli bir ismi tarafından neden gündeme geliyor, şu an izahı zor.

Belki bir tek, Atatürkçü-İnönücü çevrelere, "Sizin kutsadığınız liderlikler de fiili başkanlık sistemi uyguladılar, şimdi nasıl karşı çıkıyorsunuz? Şu an başkanlığa karşı çıkmak, aynı zamanda Atatürk-İnönü yönetimine karşı bir tepki değil mi" gibi bir polemik içeriyor. Bu soru haksız da sayılmaz.

Hangi Türkiye'nin modeli?

Ama Atatürk-İnönü başkanlık modelini alıp 2013 Türkiye'sine taşımak, herhalde hiçbir kimsenin cesaret edeceği bir teklif olamaz. Bunu Kemalistler'in bile düşüneceğini sanmam.

Savaştan çıkmış bir ülke.

Yeni bir devlet.

Köklü bir sistem değişikliği. Tepeden inme devrimcilik. Jakobenizm.

Tek parti.

Seçimlerin, Meclis iradesinin, yargının güdümlenmesi. Asker kökeni ile ordunun denetim altına alınması.
Muhalefete göz açtırılmaması. Takrir-i Sükûn uygulaması. İdamlar, idamlar, idamlar. Silah arkadaşlarının bile idamla yargılandığı bir süreç.

Nasıl böyle bir başkanlık reel bir tasavvur mu?

Menderes yönetiminin, başbakan olarak, Atatürk ve İnönü'nün başkanlık uygulaması ile kıyaslanması mümkün mü, bence asla.

Zaten Menderes'in dramatik akıbeti de, serbest seçimlerle elde etmiş olmasına rağmen, ulaştığı etkinliğe karşı geliştirilmiş tepkinin ürünü olmuştur.

Bence, başkanlık tartışılırken bu üç ismin model algısı oluşturacak şekilde sunulması sağlıklı değildir.

Tayyip Bey başkan olacaksa...

Şayet, Tayyip Erdoğan için bir başkanlık düşünülüyorsa bile bu asla ne Atatürk-İnönü prototipine uygun bir başkanlık olmalı ne de Menderes'in başbakanlık prototipine.

Türkiye değişmiştir, dünya değişmiştir.

Şu çok rahat söylenebilir:

Atatürk bugün başkan olsa kendisine tahammül edilir miydi ya da ne kadar süreyle tahammül edilirdi, Çankaya görüntüleri ne kadar onaylanırdı, tartışılır. İnönü'nün, çok partili hayat içinde gördüğü-görmediği kabul de gözler önündedir.

Bence Tayyip Erdoğan, halkla kurduğu iletişimin niteliğini, doğru biçimde yeniden tahlil etmeli ve onun ürettiği model çerçevesinde siyasetin içinde kalmayı planlamalıdır.

Belki de Atatürk'e "Ebedi şef"İnönü'ye "Milli şef" diyenler, bu aşırı yüklemelerle, yanlış modellemelere zemin hazırladılar.
ETİKETLER:

Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Yazarın Diğer Yazıları