İkimiz de yalancı çıkarız
Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 20.05.2024 10:37
Yıldıray Çiçek diye birini tanıyor musunuz?
Maalesef, sütunlarıma almak suretiyle onu tanıtmak zorundayım.
Okuyucularım "Neden böyle bir adamı önemsedin" diyecek olsalar da.
Nisan ayının 24'ünde bir yazı yazmış, okumamışım.
Yazdığı gazete okuma listemde yok çünkü.
Ama o, bu defa mayısın 10'unda bir yazı daha yazıyor ve"maskesini tamamen düşürmüştüm, cevap dahi veremedi" diyor.
Bakın şu sahte kahramanlık gösterisine.
Öyle bir sakil üslup ki, o zaman görsem cevap verir miydim ayrı ama üslup rezaletinin boyutları derinleşiyor ve bir şeyler söylemek gerekiyor.
En son yazısını benim "Türk-İslam düşmanı olduğumu" söyleyerek tamamlamış.
Ne diyeyim?
Böyle bir söze, Türkiye ne der?
Böyle bir söze insaflı ülkücü-milliyetçiler ne der?
"Bana kelb demiş Tahir efendi.
İltifatı bu sözde zahirdir.
Maliki mezhebim zira.
İtikadımca kelb tahirdir."
...
"Bana kafir demiş müfti efendi.
Ben dahi onun için desem Müselman.
Yarın ruz-i mahşere gelende.
İkimizin sözü de çıkar yalan."
Nasıl bir tiple karşı karşıyayım?
İkinci yazısına baktığımda, karşımda, okuduğunu bile anlamayan bir tip görüyorum, Rabbim ben ne yapayım?
Bir yazımda şöyle yazmışım:
"Bir coğrafyada yeni yapılanma oluyor. Türkiye burada bir rol üstlenmek istiyor. Türkiye buna layıktır. Ortadoğu yeniden yapılandırılıyor. Türkiye dünya güçlerine rağmen bölgede etkinlik kazanıyor. Türkiye'nin bu potansiyeli var. Kendi ülkemize güvenelim."
Evet, bu tarz değerlendirmeleri bin kere yapmış durumdayım.
Ne çıkar bundan?
Ama o vatandaşa göre mesela benim "İslami hassasiyetimin sadece lafta" olduğu çıkar. "Sakalımdan utanmam gerektiği" çıkar. Ve Büyük Ortadoğu Projesi'ni desteklediğim çıkar.
"Ahmet Taşgetiren geçtiğimiz günlerde de adeta Müslümanları vatansız bırakma projesi olan BOP'u övmüş ve meşrulaştırmaya çalışmıştır. Türkiye'nin AKP sayesindeki BOP'daki görevi ABD ve İsrail'e taşeronluk yapmak iken Ahmet Taşgetiren BOP'u insanlık festivali gibi tarif ediyor. Milyonlarca Müslüman bu proje etrafında öldürülmüş, AKP bu öldürülmelerde vebal ve sorumluluk sahibi iken Ahmet Taşgetiren Müslüman duyarlılığı göstermeden bakın nasıl konuşmuş" diyerek yukarıdaki cümleleri veriyor.
Güven ülkene
Ahmet Taşgetiren ve BOP'u desteklemek...
Bu, iki imkansızın bir araya getirilmesi demek, başka izahı yok.
"Ortadoğu yeniden yapılanıyor" demişim.
Yanlış mı?
"Türkiye" üstelik "dünya güçlerine rağmen" şerhi ile "bölgede etkinlik kazanıyor" demişim.
Yanlış mı?
"Türkiye buna layıktır" demişim.
Yanlış mı?
"Türkiye'nin bu potansiyeli var" demişim.
Yanlış mı?
"Kendi ülkemize güvenelim" demişim.
Yanlış mı?
O vatandaşın zihninde Türkiye için sadece on yılların "Taşeron" rolü kalmışsa ben ne diyeyim?
Var mı Türkiye için bir büyüme ufku ey vatandaşım, var mı yüreğinizde bir büyük Türkiye ufku?
Saplanmış kalmışsanız bir yok olma psikolojisine ben ne yapayım?
Bak işte, bu ülkede 17 milyon genç, ilk ve orta öğretime başlıyor her sene. Güven biraz ülkene.
Türkiye 100 yıllık parantezi kapatmaya çalışıyor, güven biraz ülkene.
Ufkunu sorgula, yüreğini sorgula, güven duygunu sorgula.
Amerika, İsrail, Rusya veya İran... Herkes kendi oyununu oynuyor.
Türkiye bu oyunlar içinde kendi çıkarını hayata geçirecek. Mücadele bunun mücadelesi...
Var mı böyle bir mücadelede sizin iddianız? Onu söyle. Ama insanca bir dil ile söyle.
Maalesef, sütunlarıma almak suretiyle onu tanıtmak zorundayım.
Okuyucularım "Neden böyle bir adamı önemsedin" diyecek olsalar da.
Nisan ayının 24'ünde bir yazı yazmış, okumamışım.
Yazdığı gazete okuma listemde yok çünkü.
Ama o, bu defa mayısın 10'unda bir yazı daha yazıyor ve"maskesini tamamen düşürmüştüm, cevap dahi veremedi" diyor.
Bakın şu sahte kahramanlık gösterisine.
Öyle bir sakil üslup ki, o zaman görsem cevap verir miydim ayrı ama üslup rezaletinin boyutları derinleşiyor ve bir şeyler söylemek gerekiyor.
En son yazısını benim "Türk-İslam düşmanı olduğumu" söyleyerek tamamlamış.
Ne diyeyim?
Böyle bir söze, Türkiye ne der?
Böyle bir söze insaflı ülkücü-milliyetçiler ne der?
"Bana kelb demiş Tahir efendi.
İltifatı bu sözde zahirdir.
Maliki mezhebim zira.
İtikadımca kelb tahirdir."
...
"Bana kafir demiş müfti efendi.
Ben dahi onun için desem Müselman.
Yarın ruz-i mahşere gelende.
İkimizin sözü de çıkar yalan."
Nasıl bir tiple karşı karşıyayım?
İkinci yazısına baktığımda, karşımda, okuduğunu bile anlamayan bir tip görüyorum, Rabbim ben ne yapayım?
Bir yazımda şöyle yazmışım:
"Bir coğrafyada yeni yapılanma oluyor. Türkiye burada bir rol üstlenmek istiyor. Türkiye buna layıktır. Ortadoğu yeniden yapılandırılıyor. Türkiye dünya güçlerine rağmen bölgede etkinlik kazanıyor. Türkiye'nin bu potansiyeli var. Kendi ülkemize güvenelim."
Evet, bu tarz değerlendirmeleri bin kere yapmış durumdayım.
Ne çıkar bundan?
Ama o vatandaşa göre mesela benim "İslami hassasiyetimin sadece lafta" olduğu çıkar. "Sakalımdan utanmam gerektiği" çıkar. Ve Büyük Ortadoğu Projesi'ni desteklediğim çıkar.
"Ahmet Taşgetiren geçtiğimiz günlerde de adeta Müslümanları vatansız bırakma projesi olan BOP'u övmüş ve meşrulaştırmaya çalışmıştır. Türkiye'nin AKP sayesindeki BOP'daki görevi ABD ve İsrail'e taşeronluk yapmak iken Ahmet Taşgetiren BOP'u insanlık festivali gibi tarif ediyor. Milyonlarca Müslüman bu proje etrafında öldürülmüş, AKP bu öldürülmelerde vebal ve sorumluluk sahibi iken Ahmet Taşgetiren Müslüman duyarlılığı göstermeden bakın nasıl konuşmuş" diyerek yukarıdaki cümleleri veriyor.
Güven ülkene
Ahmet Taşgetiren ve BOP'u desteklemek...
Bu, iki imkansızın bir araya getirilmesi demek, başka izahı yok.
"Ortadoğu yeniden yapılanıyor" demişim.
Yanlış mı?
"Türkiye" üstelik "dünya güçlerine rağmen" şerhi ile "bölgede etkinlik kazanıyor" demişim.
Yanlış mı?
"Türkiye buna layıktır" demişim.
Yanlış mı?
"Türkiye'nin bu potansiyeli var" demişim.
Yanlış mı?
"Kendi ülkemize güvenelim" demişim.
Yanlış mı?
O vatandaşın zihninde Türkiye için sadece on yılların "Taşeron" rolü kalmışsa ben ne diyeyim?
Var mı Türkiye için bir büyüme ufku ey vatandaşım, var mı yüreğinizde bir büyük Türkiye ufku?
Saplanmış kalmışsanız bir yok olma psikolojisine ben ne yapayım?
Bak işte, bu ülkede 17 milyon genç, ilk ve orta öğretime başlıyor her sene. Güven biraz ülkene.
Türkiye 100 yıllık parantezi kapatmaya çalışıyor, güven biraz ülkene.
Ufkunu sorgula, yüreğini sorgula, güven duygunu sorgula.
Amerika, İsrail, Rusya veya İran... Herkes kendi oyununu oynuyor.
Türkiye bu oyunlar içinde kendi çıkarını hayata geçirecek. Mücadele bunun mücadelesi...
Var mı böyle bir mücadelede sizin iddianız? Onu söyle. Ama insanca bir dil ile söyle.
Ahmet Taşgetiren
