Kırşehir-Yozgat hattı

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 20.05.2024 08:58
YAZI
A
 Nevşehir Havaalanı'na indik, Kırşehir'e doğru yola çıktık. İlk uğrak yerimiz, Hacıbektaş-ı Veli Dergahı. İkindi sonrası.Ziyaret edeceğiz, dua edeceğiz, bu gezi öyle başlasın istiyoruz.

Dergahın girişinde bir grup "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganları atıyor. Onların yanından geçip, dergaha giriyoruz. Bu iklim ve o sloganlar... Asla birbiri ile uyuşmuyor. Ayşen Hanım dergahı gezdiriyor, gerçekten farklı bir ruhaniyet yudumluyoruz heyet olarak. Sonra ayrılış vakti... Kapıda yine sloganlar ve daha ötesi.

Ardından heyet olarak ikiye ayrılıp, iki şehit ailesini ziyaret ediyoruz.
Akşam Ahi TV'de bir canlı yayın, sabah medya ile kahvaltı, sonra STK'larla buluşma...
Belki hayatta asla bir arada bulunmayacak oluşumların temsilcileri açık yüreklilikle konuşuyorlar, dinliyorlar. BDP de var orada, İHL Mezunlar Derneği de... Kırşehir'in inanç önderleri de...

Hanımlar hanımlarla görüştü

Dosyalar, raporlar... Tam bir beyin fırtınası yaşanıyor.
Burası Ahiler yurdu, kardeşlik diyarı. Burada Hacıbektaş-ı Veli de var, Yunus'un sesi de ve Neşet Ertaş gibi gönül aşıkları...

Toplantımızda konuşan Memur-Sen temsilcisi Ali Rıza Akan'ın değerlendirmesinden bir bölümü almak istiyorum buraya:
"Çözüm sürecinin milletimizin beklentisi doğrultusunda sonuçlanması halinde Türkiye sadece terör sorunundan kurtulmayacak, terörü besleyen bataklık kuruyacak, terörle mücadeleye harcanan kaynak ve enerji Türkiye'nin büyümesine, refahına aktarılacaktır. Böylece Türkiye bölgesinde lider ve küresel aktör olarak dünya demokrasi ve ekonomi süper liginde hak ettiği sıraya yükselecektir."

3 saatlik bir toplantıdan sonra Yozgat'a doğru yola çıkıyoruz.
Yozgat'ta STK'larla yapacağımız toplantıya ancak yetişebiliyoruz.
Toplandığımız otelin yakınlarında, protesto grupları var 100-150 kadar. Polis zincirini zorluyorlar. Yozgat'ta bunu bekliyoruz.

Burada isteğe bağlı olarak farklı bir deneme yapıyoruz. Yozgatlı hanımlar kendileriyle ayrı görüşülmesini istemişler. Biz de toplantılarda hanımların yeterince söz alamadıklarını görerek bu isteği olumlu karşıladık. Beril Dedeoğlu ile Hilal Kaplan hanımlarla biz, Erol Göka, Celalettin Can, Cemal Uşşak ve ben beylerle buluştuk.

Kaygılarını açıkça dile getirdiler

Hanımlar tarafındaki görüşmelerle ilgili izlenimi Beril hanım nakletti: "Hanımların sürece yönelik hisleri öyle canlıydı ki, onlara, 'bunları beylerinize de aktarın' dedik."
Hanımlar toplantılarını bizden önce bitirip, beylerin bulunduğu salona geldiler.

Biz ne yaptık?
Çok nezih bir toplantı yaptık. Buradan Yozgat'a bütün kalbimle teşekkür ediyorum.
MHP'nin eski yöneticilerinin de bulunduğu, konuştuğu bir toplantı idi bu. En net eleştiriler yöneltildi. Bazen, "Dışarıda protesto edenler neden alınmadı" sorusu yöneltildi. Ben, "Siz kefilseniz oradan davet edeceğimiz kişilerin bu salonun iletişim ortamını bozmayacaklarına, davet edelim" dedim. Baktım öyle bir kefalet çıkmadı ben de "Buradaki insanların konuşma özgürlüğünü ortadan kaldıracak şeyi bir özgürlük olarak kabul edemeyiz" dedim.
Kaygılar en açık şekliyle dile getirildi ama Türkiye'nin yaşadığı sancının boyutlarına ilişkin çok köklü tahliller de yapıldı.

Bir genç eğitimcinin (Salih Dedeoğlu) söyledikleri, hepimizi etkiledi. Şu söz ona ait: "Türkiye'de siyaset öğrenildi ama demokrasi öğrenilemedi." Şu söz de onun: "Türkiye'nin dünyayı kurtarma misyonu olmalı." Şu söz de onun: "Dünyayı çok parası olan Arap şeyhleri yönetmiyor, yetişmiş insanı olanlar yönetiyor."

Ne denir?
Satılmış Cengiz'in değerlendirmeleri, Celal Kapusuzoğlu'nun değerlendirmeleri, çok çok kayda değerdi.
Yozgat'tan son bir cümle:
"Bu süreçte milletimize yenilmişlik duygusu yaşatılmasın." (İmza: Celal Kapusuzoğlu)
ETİKETLER:

Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Yazarın Diğer Yazıları