İP ve MHP

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 20.05.2024 03:13
YAZI
A
 Anadolu'da "akil insanlar"a yönelik tepkilerde, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganları ile "Ya Allah bismillah Allahüekber" sesleri, havaya doğru yumruk sıkışlarla parmaklarla kurt başı yapma görüntüleri iç içe geçiyor.

Yani İşçi Partililer'le MHP adına tepki verenler el ele tutuşmuş oluyor.
Bunu yadırgıyorum.

Ben, MHP'nin İP'ten özellikle ayrışmasını ve tek başına tepki vermesinin daha anlamlı olacağını düşünüyorum.

Böyle bir itina içinde olmamaları sebebiyle, bu işbirliğini çok problemli buluyorum.

Bir örnek olay 

Bu noktada MHP'lilerle, benim başımdan geçen bir olayı paylaşmak isterim.

Kıbrıs'la ilgili gelişmeler tartışılırken bir ara AK Parti'ye, "milli meseleler"de daha duyarlı olması gerektiğini hatırlatan "AKP ve milli mesele" başlığı altında yazılar yazdım. Kıbrıs'ın Türkiye için anlamının ihmal edilmemesi gerektiğini işledim.

Buna İşçi Partisi ekseninde yayınlar yapan Ulusal TV büyük ilgi gösterdi.

Görüş almak için sık sık aramaya başladılar. Bir iki defa düşüncemi ifade ettim. Sonra stüdyoya çağırmaya başladılar, meşguliyetlerimi bildirerek Ulusal TV ekranlarına çıkmaktan kaçındım.

Ama onlar talep etmeye devam ettiler. Bunun üzerine son arayan kişiye şunları söyledim:

-Anlıyorum, bana, hem muhafazakâr camiada bulunup, normalde AK Parti'yi desteklemesi gereken bir insan olup, hem de milli meselelerde gösterdiğim hassasiyet ve ölçülü muhalefet sebebiyle başvuruyor, görüşlerimi almak istiyorsunuz.

Bir anlamda tepkidaşlık oluşturmayı hedefliyorsunuz. Ama sizinle benim aramda çok temel bir konuda fark var ki bu, benim milli hassasiyetlerimle sizin ulusalcılığınızın buluşmasını engelliyor.

-Ben İslamsız bir milli hassasiyet düşünmüyorum, sizde ise İslamsız bir ulusalcılık var. Biz anlaşamayız.
Ondan sonra temas bitti.

Yazık bizim bilincimize

Doğu Perinçek ve camiası, bir süredir ulusalcılık yapıyorlar. Samimi olup olmadıklarını sorgulamak benim işim değil.

Ama ben henüz o camiayı ellerinde taşıdıkları Mao posterleri ile hatırlıyorum. Maoculuğun şampiyonluğundan, Öcalan'la kucaklaşmalara ve oradan ulusalcılığa evrilme...

Bu ülkeye her şeyin o kadar kolay yutturulacağı inancı var ki kimi çevrelerde.

Dağa çağırmışsın on binlerce genci, ölüme sürüklemişsin ve şimdi, başta söylediğin her şeyden vazgeçmişsin.

Sen hâlâ lidersin. Hadi canım sen de!
Bu kadar gencin ölümünden sonra da lider olarak kalabiliyorsan, yazık bizim zihinsel sığlığımıza.

Gençlerin eline Mao posterleri verip, Türkiye'ye Çin komünizmini taşıma misyonuyla örgütlenip, değme entelektüelleri safına katıp, oradan dağda Öcalan'la piknik yapmaya yönelip, oradan Kemalizm'e direksiyon kırıp, meydanlarda "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganları içinde MHP'lilerle el sıkışıyor ve hâlâ medyada karşılık bulabiliyorsan, yazık bizim bilinç diriliğimize.

Sevgili MHP'li dostlar... 

Hiç olmazsa yan yana durmayın, sesiniz pür ve berrak çıksın.
Ne acılar yaşadı ülkücü gençlik.

12 Eylül, derin yapıların nasıl bir anafor oluşturduğunu göstermedi mi?

Koruma adına silaha sarıldığınız devlet, bir ondan bir bundan asmadı mı dengeli olsun diye?..

Gidenler hep genç, temiz nasiyeli çocuklar oluyor, birileri hep üstte kalıyor, görmedik mi?

Muhsin Bey, can kardeşim, neler çekti görmedik mi? En son dağlarda üşüyerek can verdi görmedik mi?

MHP ve camia adına ne zaman ve kim "İslamsız ulusalcılık olmaz" diyecek ve İP'lilerle mesafeyi ayarlayacak?


ETİKETLER:

Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Yazarın Diğer Yazıları