Hayat Bazen Alt Üst Olur
Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 10.01.2025 17:31
Hayat bazen hepimiz için karışabilir.
“Hakkın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını…” Şems-i Tebrizi
Ne güzel söylemiş Şems-i Tebrizi.
Hayat, bir yolda giderken, düzenimizi kurmuşken, hatta artık bu düzene alışmışken, halımızı sermiş, o an için görmek istemediklerimizi halının altına süpürmüşken ve halıcığımıza güzzeellce kurulmuşken birden bire çekiverir altından halını. Biri çıkar karşına, bir olay yaşarsın, bir durum oluşur, bir his geliverir yüreğine, bazen bir düşünce geçer zihninden, bazen de ortada hiçbir şey göremezsin ama hayatımız alt üst oluverir. Konfor bozulmuştur. Alışkanlıklarımız elimizden alınmış zannedebiliriz. Fakat düşünün, süratle giden bir araba, yön değiştireceğinde ya yavaşlar ya da durur öğle değil mi? Peki gerçekte o halıyı çeken kimdir? Kim halının altındakileri sorgulamış, neden nasıl demiştir?
Yaşamak, halımızın altındakileri fark edip, dönüştürmektir. Hayat, her haliyle her an hatırlamalar demektir. Fark ederiz, hatırlarız ve dönüşüm fırsatımızı değerlendiririz. Her an birileri çıkar karşımıza, gökten zembille inmezler. Onların da orada olması gerekmektedir. Tanık olabilmek, yorum yapmadan sadece izleyebilmek çok değerlidir. Yorum yapmaya başladığımızda etiketlemiş oluruz. İsim sıfat verdiğimizde içimizde çağrışımlar başlar. Acı deriz, aklımıza en canımızı yakan gelir. Tatlı deriz en sevdiğimiz tatlı, iyi deriz, kötü deriz, tuhaf deriz, güzel deriz, kötü, çirkin… vs vs.
Artık anlam daralmıştır. Manayı kaçırmışızdır. İşin içine zihin girmiştir. Özellikle olumlu olmayan bir sıfat verirsek işte o zaman hayatımızda gelişimi durdurma kararı almış oluruz. O sahne etiketlenmiştir artık, dönüşmeye o an şansı kalmamıştır.
Eğer gerçekten tarafsız ve yorumsuz sadece olanı izlersek. Sahne konuşmaya başlayacaktır. O kişi neden o anda orada olduğunu fısıldar. O an senin neden orada o durumda o halde olduğunu kalbin hatırlatır. Dinlemek çok değerlidir.
Bizler çağrışımlarla öğrenir, hatırlarız. Bir koku, birini hatırlatır. Bir his, bir an’a götürür bizi. Bazen de geçmişten bir sahnede buluruz kendimizi. Sadece izleyin. O an duyamadığınızı zannetseniz de lütfen dinleyin.
Bu geçmişte yaşamak, kalmak değildir. Eğer sadece izlerseniz, geçmişle hesap kesmek, bağışlamak, affetmek, helalleşmek, o anıyı dönüştürmek, sevgiden yana seçim yapmak için bir fırsattır.
O an’ları kaçırdım diye düşünmeyin. Hayat o an’ları önümüze sürekli çıkartıyor hatta her an veriyor bu fırsatı. Görebilmeye anlamaya niyet etmek çok değerli.
Keyifle oturduğumuz halımızın şevkatle, kibarca, keyifle, aşk’la çekilmesi niyetlerimle…
Harika an’lar geçirmek dileğiyle…