Eksik tedbir
Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 11.01.2025 08:25
BİRKAÇ gündür Türkiye’nin gündemini haklı olarak meşgul eden soruşturma yürüyor.
Sorgular yapılıyor, belgeler ortaya konuluyor.
Bazı polis müdürlerinin görevlerinden alınması kamuoyunda, en azından kamuoyunun bir bölümünde “soru işaretleri” yaratıyor ama bende o soru işaretleri oluşmadı.
Nedeni basit.
Bu soruşturmayı yürüten savcılık.
Savcılıkta bir değişiklik yok. Hâlâ aynı savcılar olayla ilgileniyor; soruşturmayı hangi polis yürütürse yürütsün, sorulan sorular savcıların belirlediği sorular, savcıların elde ettiği belgeler, bilgiler, takipler üzerinden bir işlem yürütülüyor.
Dünün önemli gelişmesi ise operasyon kapsamında gözaltına alınan kişilerin mal varlıklarına “tedbir getirilmesi” idi.
Başta Zarrab olmak üzere, bakanların çocukları dahil tüm şüphelilerin sahip olduğu şirketler ve mallar üzerine tedbir konuldu.
Ancak bana sorarsanız bu “eksik bir tedbir”dir.
Burada tedbir konulması gereken, sadece bu kişilerin mal varlıkları değil, bunların tüm 1. dereceden yakınlarının mal varlıklarına tedbir konulması gerekirdi.
Soruşturmanın ve davanın seyrine göre bu tedbir peyderpey veya tümden kaldırılabilir veya genişletilebilirdi.
Ama sadece o kişilerle sınırlı olması eksik tedbirdir.
Geçmiş uygulamalarla da çelişmektedir.
‘Beni nereye götürüyorlar Sinan?’
ALİ Ağaoğlu, 20 saat boyunca sorgulanmış.
Avukatı “Sos olarak aldılar” diyordu ama sanki öyle değil gibi.
Bana ulaşan bilgilere göre, Ağaoğlu’nun sorgusunda iki proje öne çıkmış.
Bunlardan biri Habertürk’ün defalarca gündeme getirdiği “1453 Projesi”, diğeri ise yine bu köşede defalarca dile getirdiğim Bakırköy’deki proje.
Hatırlayacaksınız, Bakırköy’de Ali Ağaoğlu’na ait bir arazi için, Ağaoğlu önce Bakırköy, ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne imar planında değişiklik ve emsal artışı için başvurmuştu.
Önce Bakırköy, ardından da İstanbul Büyükşehir belediyelerinin meclisleri “oybirliği” ile imar artışı ve emsal değişikliği talebine “olumsuz” yanıt vermiş ve Ağaoğlu’nun daha fazla inşaat alanı kullanmasına “izin vermemişlerdi”.
Fakat Ali Ağaoğlu, iki belediyenin “Hayır, olmaz, yapamazsın” demesine rağmen bu kez aynı taleple Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gitmiş, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, AK Partili İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “Olmaz” dediği bir imar planını “olur”a çevirmiş ve Ali Ağaoğlu’na yüz milyonlarca liralık bir rant sağlamıştı.
Ben de bu konuyu burada defaatle yazmış ama bildiğiniz gibi bir sonuç elde edememiştim.
Ali Ağaoğlu’na sorgu sırasında en fazla bu mesele sorulmuş.
Ne yanıt verdi bilmiyorum ama büyük ihtimalle “Bu değil, bu da değil, bu hiç değil” dememiştir.
O uçak nasıl uçtu?
HAZIR şu Reza Zarrab adındaki 29 yaşındaki müthiş işadamına el değmişken ve “altın” işlerine el atılmışken, şu meşhur “altın yüklü uçak” konusuna da biraz eğilinse diyorum.
Dün de söz ettim, Habertürk, bir süre önce Atatürk Havalimanı’ndaki altın yüklü esrarengiz bir uçağı haber yapmıştı.
Daha sonra tüm gazeteler günlerce bu konuyla meşgul oldular.
Biz “Uçak, altınlar, nereye, ne oluyor?” falan derken bir anda o esrarengiz uçak Atatürk Havalimanı’ndan kalktı gitti ve haberimiz bile olmadı.
Uçağın ve altınların “uçtuğunu” sonradan fark edebildik.
Ne olduğunu da anlayamadık.
Acaba yeri gelmişken, o uçak nasıl gitti, hangi belgelerle gitti, o belgeleri kim imzaladı onları da birileri incelese.
Hani yeri gelmişken diyorum.
Teşekkürler Hüseyin Çapkın
İSTANBUL Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın görevinden alındı.
Ben bir gazeteci ve bir İstanbullu olarak kendisine teşekkür etmek ve “Güle güle” demek istiyorum.
Münevver Karabulut cinayetinin katil zanlısı Cem Garipoğlu’nun arandığı günlerde İstanbul’a tayin edilmişti Çapkın.
Gelir gelmez Cem Garipoğlu’nu yakalayarak ilk başarısına imza attı.
Hatırlayacaksınız, o günlerde İstanbul’da ciddi bir kapkaç sorunu vardı.
Kısa süre içinde bu meseleyi de çözdü, hayatımızın bir parçası haline gelen kapkaç ortadan kalktı.
Güven timleriyle İstanbul’da sorunlu tüm semtlerde ciddi bir huzur sağladı.
Pek çok terör olayını da olmadan engellediğini ben biliyorum.
Bu yüzden de Hüseyin Çapkın’ı ve ekibini bir teşekkürle uğurlamak istiyorum.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
"Kirlenmek güzeldir" reklamına aldanmadığımız zaman.
www.fatihaltayli.com.tr
Sorgular yapılıyor, belgeler ortaya konuluyor.
Bazı polis müdürlerinin görevlerinden alınması kamuoyunda, en azından kamuoyunun bir bölümünde “soru işaretleri” yaratıyor ama bende o soru işaretleri oluşmadı.
Nedeni basit.
Bu soruşturmayı yürüten savcılık.
Savcılıkta bir değişiklik yok. Hâlâ aynı savcılar olayla ilgileniyor; soruşturmayı hangi polis yürütürse yürütsün, sorulan sorular savcıların belirlediği sorular, savcıların elde ettiği belgeler, bilgiler, takipler üzerinden bir işlem yürütülüyor.
Dünün önemli gelişmesi ise operasyon kapsamında gözaltına alınan kişilerin mal varlıklarına “tedbir getirilmesi” idi.
Başta Zarrab olmak üzere, bakanların çocukları dahil tüm şüphelilerin sahip olduğu şirketler ve mallar üzerine tedbir konuldu.
Ancak bana sorarsanız bu “eksik bir tedbir”dir.
Burada tedbir konulması gereken, sadece bu kişilerin mal varlıkları değil, bunların tüm 1. dereceden yakınlarının mal varlıklarına tedbir konulması gerekirdi.
Soruşturmanın ve davanın seyrine göre bu tedbir peyderpey veya tümden kaldırılabilir veya genişletilebilirdi.
Ama sadece o kişilerle sınırlı olması eksik tedbirdir.
Geçmiş uygulamalarla da çelişmektedir.
‘Beni nereye götürüyorlar Sinan?’
ALİ Ağaoğlu, 20 saat boyunca sorgulanmış.
Avukatı “Sos olarak aldılar” diyordu ama sanki öyle değil gibi.
Bana ulaşan bilgilere göre, Ağaoğlu’nun sorgusunda iki proje öne çıkmış.
Bunlardan biri Habertürk’ün defalarca gündeme getirdiği “1453 Projesi”, diğeri ise yine bu köşede defalarca dile getirdiğim Bakırköy’deki proje.
Hatırlayacaksınız, Bakırköy’de Ali Ağaoğlu’na ait bir arazi için, Ağaoğlu önce Bakırköy, ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne imar planında değişiklik ve emsal artışı için başvurmuştu.
Önce Bakırköy, ardından da İstanbul Büyükşehir belediyelerinin meclisleri “oybirliği” ile imar artışı ve emsal değişikliği talebine “olumsuz” yanıt vermiş ve Ağaoğlu’nun daha fazla inşaat alanı kullanmasına “izin vermemişlerdi”.
Fakat Ali Ağaoğlu, iki belediyenin “Hayır, olmaz, yapamazsın” demesine rağmen bu kez aynı taleple Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gitmiş, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, AK Partili İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “Olmaz” dediği bir imar planını “olur”a çevirmiş ve Ali Ağaoğlu’na yüz milyonlarca liralık bir rant sağlamıştı.
Ben de bu konuyu burada defaatle yazmış ama bildiğiniz gibi bir sonuç elde edememiştim.
Ali Ağaoğlu’na sorgu sırasında en fazla bu mesele sorulmuş.
Ne yanıt verdi bilmiyorum ama büyük ihtimalle “Bu değil, bu da değil, bu hiç değil” dememiştir.
O uçak nasıl uçtu?
HAZIR şu Reza Zarrab adındaki 29 yaşındaki müthiş işadamına el değmişken ve “altın” işlerine el atılmışken, şu meşhur “altın yüklü uçak” konusuna da biraz eğilinse diyorum.
Dün de söz ettim, Habertürk, bir süre önce Atatürk Havalimanı’ndaki altın yüklü esrarengiz bir uçağı haber yapmıştı.
Daha sonra tüm gazeteler günlerce bu konuyla meşgul oldular.
Biz “Uçak, altınlar, nereye, ne oluyor?” falan derken bir anda o esrarengiz uçak Atatürk Havalimanı’ndan kalktı gitti ve haberimiz bile olmadı.
Uçağın ve altınların “uçtuğunu” sonradan fark edebildik.
Ne olduğunu da anlayamadık.
Acaba yeri gelmişken, o uçak nasıl gitti, hangi belgelerle gitti, o belgeleri kim imzaladı onları da birileri incelese.
Hani yeri gelmişken diyorum.
Teşekkürler Hüseyin Çapkın
İSTANBUL Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın görevinden alındı.
Ben bir gazeteci ve bir İstanbullu olarak kendisine teşekkür etmek ve “Güle güle” demek istiyorum.
Münevver Karabulut cinayetinin katil zanlısı Cem Garipoğlu’nun arandığı günlerde İstanbul’a tayin edilmişti Çapkın.
Gelir gelmez Cem Garipoğlu’nu yakalayarak ilk başarısına imza attı.
Hatırlayacaksınız, o günlerde İstanbul’da ciddi bir kapkaç sorunu vardı.
Kısa süre içinde bu meseleyi de çözdü, hayatımızın bir parçası haline gelen kapkaç ortadan kalktı.
Güven timleriyle İstanbul’da sorunlu tüm semtlerde ciddi bir huzur sağladı.
Pek çok terör olayını da olmadan engellediğini ben biliyorum.
Bu yüzden de Hüseyin Çapkın’ı ve ekibini bir teşekkürle uğurlamak istiyorum.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
"Kirlenmek güzeldir" reklamına aldanmadığımız zaman.
www.fatihaltayli.com.tr