Eski Cumhurbaşkanı Otobüste Ayakta Seyahat Ediyor

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 20.05.2024 10:37
YAZI
A
 İnternetten /Ahmedinejad otobüs/ kelimeleriyle arar ve görsellerine bakarsanız karşınıza çıkacaktır: İran’ın eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, devlet başkanlığından ayrıldıktan sonra, eski işine, üniversitedeki profesörlüğüne dönmüş. Resimde, üniversiteye otobüs ile giderken görünüyor. Otobüs oldukça kalabalık, eski cumhurbaşkanı ayakta seyahat ediyor…

Bu fotoğraf yayınlandığı zaman bütün dünyada tık rekoru kırmış.

Batı dünyasında da böyle manzaralar görülebiliyor.

Birkaç yıl evvel bir Türk büyüğüne, Hollanda’da bir şatoda ziyafet verilmişti. Oranın dış işleri bakanı ziyafete bisiklet ile gelmişti.

Çok yakınlarda İngiltere Başbakanı trende seyahat ederken, içinde kıymetli mahrem evrak ve dosya bulunan kırmızı çantasını kompartımanda unutmuştu. Çantanın resmini gördüm. Eski püskü bir şey. Bitpazarında satılsa alan çıkmaz.

İngiltere’de bazı büyükler metroda halkın içinde sakin sakin seyahat ediyormuş.

Hazret-i Ömer’in hilafetinde Bizans’tan Medine’ye bir elçi gelmiş. Devesinden inmiş, oradakilere Halifeniz Ömer’i görmek istiyorum demiş. Şu taraflara git, o bu vakitte biraz kestirir demişler. Ömer el-Faruk’u bir hurma ağacının altında uyurken bulmuş. Başını yassı bir taşa koymuş, hava çok sıcak, yüzünden terler akıyor. Elbisesi yamalı…

Elçi bu duruma pek şaşmış. Yahu bu ne iştir. Bizim imparatorlarımız surlar içinde korunmuş müstahkem saraylarında bir sürü hassa askeri arasında rahat uyuyamıyor, bu ise tek başına toprağın üzerine yatmış güven içinde uyuyor.

Sabık reisicumhur Ahmedinejad’ın üniversiteye halk otobüsü ile ayakta seyahat etmesi, acaba bir mizansen midir?

Mizansen bile olsa yine kıymeti var.

(İkinci yazı)

MEB’i ve Hayrat Vakfını Tebrik

Hem Millî Eğitim Bakanlığımızı, hem de hayırlı hizmetler yapan ihlaslı Hayrat Vakfını tebrik ediyorum.

Hayrat Vakfı 2012 yılı Nisan ayında MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile bir protokol imzaladı. Protokol, bütün Halk Eğitimi Merkezlerini merkez alarak Osmanlı Türkçesi Kursları düzenlenmesi ile ilgiliydi.

Programın amacı=gayesi, “Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ve Hayrat Vakfı işbirliği ile millî kültürün en önemli kaynaklarını teşkil eden kütüphaneler, arşivler ile diğer şahıs ve kurumlarda mevcut olan Osmanlıca basma ve yazma eserleri okuyup anlayacak, bu eserlerdeki bilgi ve belgelerden azamî derecede faydalanacak ve bunları kültür hayatına kazandıracak elemanların yetiştirilmesini sağlamak” olarak belirtilmişti.

Bu protokole göre, Hayrat Vakfı eğitim ve hoca teminini üzerine alacak, HEM ise eğitim için gerekli alt yapı çalışmalarını yapacaktı. İlk dönem 35 bin müracaatla başlayan kurslarda şu ana kadar 85 bin kişi sertifika almaya hak kazanmıştır.

Kurslar dört kur halinde yapılmaktadır.

1. Kur: Osmanlıcada Kolay Metinler

2. Kur: Osmanlı Türkçesinin İmlası

3. Kur: Osmanlıcada Arapça Farsça Kurallar

4. Kur: Osmanlıcada Arşiv ve Edebi Metinler

Yapılan anketlerde kursiyerler eğitimin kalitesinden son derece memnun olduklarını, kolay ve etkili bir şekilde Osmanlıca öğrenmenin yolunun açılmasından duydukları memnuniyeti beyan etmişlerdir. Bu kursların hayırlı faaliyetleri neticesinde Osmanlıca öğrenmek zordur peşin fikri de yıkılmıştır. (Not: Önümüzdeki dönem Ekim ayında başlayacak yeni kurslarla ilgili bilgi osmanlicaegitim.com adresinden öğrenilebilir.)

Başta lise ve üniversite öğrencilerimiz olmak üzere, millî kimliğimize, millî kültürümüze bağlı olan herkesin bu kurslara yazılarak kısa zamanda ve pek kolay bir şekilde bin yıllık millî yazımızı öğrenmesini hararetle tavsiye ediyorum. İleride edebiyatçı, tarihçi, arşivci, fikir adamı, yazar, araştırıcı, gerçek okuryazar olmak isteyen liseli ve üniversiteli gençlerimiz bu Osmanlıca öğrenme fırsatını sakın kaçırmasınlar.

Tabiî ki, Osmanlıca okumayı öğrenmekle iş bitmiyor. Zengin medenî edebî yazılı Türkçeyi de öğrenmek gerekiyor. Bunun için de aziz vatandaşlarıma her gün on eski kelime, terim ve kavramı öğrenmelerini öğütlerim.

Örnekler: Başvekil=Başbakan… Vekil=Bakan… Temyiz Mahkemesi= Yargıtay… Şura-yı Devlet=Danıştay… Sayıştay=Divan-ı Muhasebat… Tayyare=Uçak… Zabit=Subay… Mektep=Okul… Ebeveyn=Ana baba… Muallim=Öğretmen… Şehremaneti=Belediye… Müddeiumumî=Savcı… Tayyare meydanı=Havaalanı… Kaza=İlçe… Harcırah=Seyahat yol masrafları…

Birkaç yüz kelimelik çarşı pazar günlük iletişim Türkçesiyle köy olmaz kasaba olmaz. Medenî Türkiyeli olabilmek için en az on bin kelime, kavram ve terim bilmek gerekir.

Biz Müslümanlar uyduruk, sade suya tirit, öz, kuşa çevrilmiş zayıf ve fakir Süfyanî Türkçeden 1920’lerin zengin edebî yazılı Osmanlı Türkçesine dönmeliyiz.

1928’den önce yayınlanmış, yazılmış Türkçe kitapları (Sanki Çinceymiş gibi) okuyamamak ayıbından ve noksanından kurtulmalıyız artık.

Adam veya hanım üniversite bitirmiş ama büyük dedelerinin mezar taşlarını okuyamıyor. Cehaletin böylesi!..

Hayrat Vakfı, bu hizmetlerin bir kısım masraflarını kendi bütçesinden ödemiş ve maddî kayba uğramış. Bu konuda da, hizmet eden kardeşlerimizi tebrik ediyorum.

17.09.2013

ETİKETLER:

Mehmet Şevket Eygi

Mehmet Şevket Eygi

Yazarın Diğer Yazıları