Zina Suç Olmaktan Çıkartılınca İşin Encamı İşte Böyle Olur

Kayıt Tarihi: 01.01.1970 02:00 - Son Güncelleme: 20.05.2024 05:36
YAZI
A
 Zinanın suç olmaktan çıkartılması, dine ahlaka iffete indirilmiş büyük bir darbe idi. Şu bahaneye bakınız: AB zinanın suç sayılmasını istemiyormuş… AB’nin canı cehenneme!.. Türkiyenin millî kimliği, millî kültürü, millî aile yapısı vardır ve öncelikle onlar korunmalıdır…
Çağdaşlar, ateistler zina konusunda tam bir hürriyet istiyorlarmış… Onlara bırakırsanız ne aile kalır, ne ahlak, ne fazilet, ne iffet, ne hayâ.
Kız erkek karışık öğrenci evleri zina serbestliğinin acı ve zehirli bir meyvesidir.
M. Kemal zamanında zina suç.
İsmet zamanında zina suç.
Adnan Menderes zamanında zina suç.
General Cemal Gürsel zamanında zina suç.
12 Mart 1971 darbesi rejiminde zina suç.
Kenan Evren zamanında zina suç.
Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz, Turgut Özal ve öteki başbakanlar zamanında suç.
İslamcılar iktidar oluyor, zina suç olmaktan çıkartılıyor… Vaktiyle rüyanızda görmüş olsaydınız buna inanır mıydınız?
İktidarı bu konuda uyarmayan bütün Müslüman seçmenler suçludur.
Sen elbette bir partiyi destekleyebilirsin ama onun hatalarına göz yummaya hakkın yoktur.
Müslümanların yeni Ceza Kanunu Mecliste tasdik edilmeden iktidarı olumlu, fakat enerjik ve etkili şekilde uyarmaları gerekirdi. 
Birileri ne yaptı? Aman partimize zarar gelmesin düşüncesiyle zinanın serbestliği rezaletine ses çıkartmadı.
Konuşturabilirseniz ahlak polislerinden birini konuşturunuz ve fuhuş zina konusunda memleketin berbat halini öğreniniz.
Psikiyatr doktorlarla konuşunuz.
Kulakları delik insanlarla konuşunuz.
Türkiye bir Sodom Gomore’ye dönmüştür.
Aile çökertilmek isteniyor. Bunu sadece dinsizler ve donsuzlar mı yapıyor? Hayır, İslamcıların bir kısmı da Feminizm bahanesiyle aileyi çökertiyor.
Zinayı suç olmaktan çıkartan bir rejim bozuk, sapık, kötü bir rejimdir.
Böyle bir rejime dinsizler iyi diyebilir ama Müslümanlar asla diyemez.
Ceza Kanunundan zina suçunu çıkartanlar Başbakanı aldatmışlar, hem ona, hem devlete, tek kelimeyle Türkiyeye çok büyük kötülük etmişlerdir.
AB normları ve standartlarıymış… Konuşturmayın beni. AB batıyor, birileri hala AB’ye gireceğiz diye çırpınıp yırtınıyor.
Batan gemiye binilir mi?
Nasıl batıyormuş?.. AB’nin geleceği yoktur. Bendeniz, en güçlü ve şaşaalı zamanında Sovyetler Birliğinin batacağını yazıp durmuştum…

(İkinci yazı)
Kafirce bir Yazı
GÖNDERDİĞİNİZ yazıyı okudum. Yazar biraz Türkçe biliyor, cümle kurabiliyor ama fikirleri ve görüşleri berbat. On dokuzuncu asırdan kalma fosilleşmiş bir kafa yapısı. Eminim, 1927’de yayınlanmış Türkçe bir romanı okuyamayacak kadar kara cahildir.
Müslümanları ben de tenkit ediyorum. Hattâ bugünün çapsız ve az kültürlü Müslümanlarını İslamın önündeki en büyük engel olarak görüyorum.
Yazarın en büyük hatası veya cehaleti İslam ile Müslümanları özdeşleştirmesidir.
Müslümanların birtakım tarihî ârızalar ve kazalar yüzünden geri kalmış olmasına bakıp da İslamı kötülemek bir mantık hatasıdır.
Ortodoks İslamda devlet vardır. Bunu inkar etmek büyük bir kültür eksikliğidir.
Osmanlı devletinin batmış olması başka şeydir, onun büyüklüğü başka şey.
Roma da battı…
İnsanlık tarihinde iki cihan nizamı vardır, biri Roma, diğeri Osmanlı. 
Endülüs battı ama Endülüs’ün medeniyet ve kültürünün yüksekliğini hiçbir akıllı insan inkar etmiyor.
İslam bir dünya dini ve nizamıdır ve onun devleti, devlet anlayışı vardır.
Tarihte hiçbir devlet, İslam devleti kadar çabuk büyümemiş ve gelişmemiştir.
Osmanlı devletinin enkazından kırka yakın büyük küçük devlet çıkmıştır.
İslam yaşanan, uygulanan bir nizamdır.
İslamı hayata uygulamakta, İslam devleti kurmakta; elbette cahiller, çarpık fikirliler, İslamı iyi bilmeyenler, ufuksuzlar başarılı olamaz.
Beethovenin harika bir bestesini beşinci sınıf bir orkestraya verseniz, çalarken canına okuyup berbat etseler, kusur ve kabahat Beethovene yüklenebilir mi?
Hem, İslama hakaret eden inkarcılar, fosil kafalılar, Ulu Paşacılar aynaya baksalar iyi ederler. İslamın yerine kurdukları şu sisteme ve düzenin haline bakınız. İslam devletinin ölüsü onların dirisine yeğdir.
Onların bir Süleymaniyeleri var mı?
Onların Barbarosu var mı?
Onların 500 bin kelimelik zengin lisanı var mı?
Onların sadaka taşları var mı?
Çalacak, icra edecek yok diye besteler inkar edilmez, kötülenmez.
ETİKETLER:

Mehmet Şevket Eygi

Mehmet Şevket Eygi

Yazarın Diğer Yazıları